5 Ağustos 2009 Çarşamba

Sigara yasağı bizi bozar mı?


Bozdu bile.. Zaten en ufak bir değişiklikte “kısa devre” yapan yurdum insanının ayarları tamamen ”yanmış” durumda.
Kapalı alanlarda sigara içme yasağı başladı, ikinci gününde bir ölüm haberi geldi bile. Mekanında sigara içilmesine izin vermeyen bir esnaf öldürüldü.Çok geçmedi, 1 hafta sonra kapalı yerde sigara içerken ikaz edilen bir kişi,aynı mekana silahla gelip,2 kişiyi yaraladı.Dilerim benzer haberler daha fazla çıkmaz ama eğitim açısından geri kalmış yurdum insanını, bu yasağın bozduğunu ve bozmaya devam edeceğini söyleyebilirim.

Konunun içmeyenlerin olduğu kadar içenler tarafından da bir sürü sıkıntıları var. Biraz uzun bir yazı olabilir ama olayı yani "yasağı" farklı açılardan incelemek lazım.
Herşeyden önce Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri arasında kapalı alanlarda sigara içme yasağı uzun bir zamandır uygulanmakta.Sigara içtiği veya içeni uyardığı için kimse yaralanmadı veya öldürülmedi şimdiye kadar.Bu gibi olayların sadece Türkiye’mizde meydana gelmesi çok ama çok üzücü ve bir o kadarda düşündürücü.

Amerika’da hiç bir kapalı alanda sigara içemezsiniz..Hatta daha ileriye gidip, benim yaşadığım Indiana eyaletinin yeni açılan havaalanının kapısında bile sigara içme yasağı uygulanır.Yani içen açısından” beterin beteri” durumu söz konusudur.
Belçika’da sadece alkollü içecek satılan bizim tabirimizle "bar" dediğimiz yerlerde sigara içmek serbesttir.Onun dışında kapalı her alanda yasak. Brüksel havaalanının kapısında yasak değil ama. Merak eden olursa diye yazıyorum.
Sigara alma yaşı Amerika’da 18 iken Belçika’da 16’dır. Türkiye’yi bilemiyorum ama ikisinden biri geçerli olsa gerek.

Şimdi işin en can alıcı ve benim en çok dikkatimi çeken kısmına geliyorum.Özellikle yasağın başlamasının ardından çıkan bütün haberleri internetten takip etmeye çalışıyorum. Haberlerden ziyade okuyucu yorumları daha çok dikkatimi çekiyor benim. Çünkü Türk insanının bir konu hakkındaki düşüncelerini öğrenebileceğiniz yerdir haberin yorum bölümü.Yasak ile birlikte,ne hikmetse en ufak bir şeyde kutuplaşmaya mahalli yurdum insani bu sefer sigara içenler ve içmeyenler olarak ayrılmış durumda. Korkuyorum yakında boyu uzunlar kısalar veya sarışınlar esmerler diyede ayrımcılığa başlayacağız.
Bazı yorumcular işi hakaret boyutuna kadar götürmekte bir sakınca görmüyorlar.Kimse sigaraya silah zoruyla başlamıyor ama içen kendine,içmeyende kendine içmiyordur.Arada bırakan bazı yorumcular var ki onlar bu ayrımcılığı bana göre köstekleyen kişiler.Sanki hiç sigara içmemiş gibi,ben bıraktim, sizde bırakın,boş yere içmişim,niye hala içen var ki? şöyle iyi oldu, böyle iyi oldu diye anlatılan hikayeler.Oysa bir triyaki olarak soruyorum “ Sigara içerken hiç mi keyif almadın arkadaşım?” Madem boş yere içtin, niye içtin onca zaman? Sen bile “vaktiyle” içmiş biri olarak içenin halinden anlamıyorsan eğer vay halimize..

Hiç bir konuda birbirimize saygımız yok ki bizim sigara içenlere olsun.”Sigarayı sokakta içmeyide yasaklayalım” diye bağıran bir kişiye ne Amerika’da nede Belçika’da rastlamadım ben.İçen içmeyene,içmeyende içene saygılıdır. İşin sağlık boyutunu doktorlar ve tanıtıcı reklamlar, broşürler anlatır tek tek insanlara.Gerisi kişinin kendi tercihidir ve üstüne basarak tekrar yazıyorum, bu tercihe saygı duyulur..

Ne yazık ki olması gereken kapalı alanlarda sigara içme yasağı,yasağı koyan kişi ve kurumlarcada çok kötü lanse ediliyor. “Sigara ile terörizim gibi mücadele edeceğiz” diyen bir başbakan ve “Sigaradan artan ölümleri azaltacağız” diyen bir sağlık bakanından söz ediyorum. Ben 16 senedir sigara içiyorum ve terörist değilim..Üstelik birebir sigaradan ölen hiç kimseyi tanımadım,duymadım..Kanseri tetiklediği söyleniyor ama ne derece? Hiçbir bilim adamı veya doktor bu soruya net bir cevap veremiyor.Kaldı ki doktorların büyük çoğunluğu sigara içiyor.

Hatırlatmak isterim,Türkiye’de en çok kanser vakalarının görüldüğü bölgemiz Karadeniz’dir.Çernobil faciasından sonra içtiğimiz çaylardan ve soluduğumuz havadan dolayı. Peki her yıl kaç kişi trafik kazalarından ölüyor biliyor musunuz?Son 10 yılın bilançosu 50.000 üzerinde. Ya günlük hayatımızın vazgeçilmezi olan görünmez kazalardaki ihmal payının ölümler üzerindeki etkisine ne demeli? Asansöre sıkışan kafalar,düşülen kanalizasyon çukurları, havaya açılan ateşler, gasp veya kapkaç sonucu hayatını kaybeden onlarca insan.Eminim içlerinde hiç sigara içmemiş olanlar vardı..Daha büyük görünsün diye kimyasal enjekte edilen tavuklardan,yıka yıka tarım ilacı çıkmayan mevya ve sebzelerden,kene ölümlerinden bahsetmek yersiz bile..

Madem medeni ülkeler seviyesinde bir kanun çıkartıldı, bunun aynı medeniyet içinde insanlara anlatılması ve insanlar tarafından anlaşılması gerekir.Sigara içen kişi nasıl içmeyen kişi için hassasiyet gösteriyorsa içmeyende aynı hassasiyeti o kişi için göstermelidir.Bu sosyal yaşamın bir parçasıdır.Yani göstermekle yükümlü olduğumuz “saygı”. İçtiğiniz çayda, kahvede, kolada,yediğiniz tatlıda, dondurmada, çukulatada,kestanede,karnınız çok acıktığında ağzınıza aldığınız o ilk lokmada nasıl keyif alıyorsanız, bilin ki sigara içen kişide aynı keyifi sigarasından alıyor. Bu yazının sonunda bilmem Amerika’da veya Belçika’da sigara içenlerin de içmeyenler kadar saygı gördüğünü yazmama gerek var mı?

Görüş ve önerileriniz için;

havadansudanyazilar@gmail.com