22 Eylül 2009 Salı
Yeşil bir Pazar günü…
Herzamanki saatimden biraz daha erken kalktım bu Pazar. Malum bayramın birinci günüydü ve Türkiye’den en azından telefon ile bile olsa bayramlarını kutlamamızı bekleyen büyüklerimiz vardı..
Haliyle kahvaltımızıda erken yaptık eşimle.Kahvaltı ve klasik “ Ne olacak bu gidişat?” sohbetimizin ardından ilk sigaramı içmek için balkona çıkmaya hazırlanıyorum. Cadde üzerinde oturduğumuz için günün ilk sigarasını içerken özellikle pijamalı olmamaya özen gösteriyorum. Ama Pazar günlerinin bir ayrıncalığı var çünkü öğle saatlerine kadar pek araba olmaz caddede.
Camdan dışarı baktığımda sabahın erken bir saati olmasına rağmen caddede normal olarak araba yerine oyun oynayan çocuklar ve gruplar halinde bisiklete binen onlarca insan gördüm..
Tek tük bile olsa araba geçmesini beklerken,daha fazla bisikletli grupları görünce eşime “Bugün herhalde birşey var,yolda hiç araba yok” dedim. Pazar günlerinde sadece Brüksel merkezdeki dükkan ve restoranların açık olduğunu gayet iyi bilen eşim de doğal olarak “Zaten Pazar günleri her yer kapalı, insanlar bir yere çıkmamıştır herhalde “ diye yorum getirdi.
Bayramlaşmanın ardınan yürüyüş yapmak için dışarı çıktığımızda nerdeyse bütün Brüksel ahalisinin bisikletle dolaştığını gördük..Ben diyeyim yüzlerce siz deyin binlerce..o kadar çok bisikletli..Bu sefer de “Herhalde bugün bisiklete binme günü” diye yorum yaptık gördüğümüz manzara karşısında..Bisikletli grupların ne olduğunu anlamamız kısa sürdü..Okulların izci günü..Onlarca yavru kurt ve hem boy hemde yaş olarak yavru kurtlardan büyükçe oymak başları…Çuval yarışı, yoğurt yeme yarışı ümit ederek bir grubu izledik ama konuşmaktan başka bir şey yapmadıkları için beş dakika sonra“ Sıkıldım ben“ serzenişi ile yolumuza devam ettik.
Değişiklik olsun diye ana caddeden yürümeye karar verdik. İşte o zaman gördük ki tüm arabalar buhar olup uçmuş, yerlerini bisikletli, patenli çocuklara ve yürüyüş yapan insanlara bırakmış. Biraz sorup soruşturup öğrendik. Meğer arabaların kaybolmasının nedeni yavru kurtlar ve oymak başları değil,“Yeşil Pazar” günüymüş..
Brüksel bölgesinin muhalefet partisi tamamiyle yeşil yani doğa yanlısı hareketleri ile ünlüymüş. Uzun bir uğraştan sonrada yılda iki kere Pazar günleri sabah 7 ile akşam 7 arası tüm özel binek araçlarının trafiğe çıkmasının yasaklanmasını bir yasa ile kabul ettirmişler..Bu yasa sadece Brüksel bölgesinde geçerli. Eğer aracınızı kullanmak zorundaysanız Belediye’den izin almanız gerekiyormuş ki o izinide çok güç veriyorlarmıs. Hadi izin aldınız diyelim bu sefer sadece saatte 30 km hız ile ve bazen aşırı yeşilcilerin protestosu ile gidebileceğiniz yere varabiliyormuşsunuz. Her ne kadar konuştuğumuz esnaf durumdan şikayetçi olsa da ben içimden “Ne kadar güzel“ diye geçiriyorum..Düşünsenize sadece 12 saatliğine bile olsa yollarda arabalar yerine yürüyen insanlar,koşan çocuklar,bisikletliler dolaşıyor..Hele ki öğleden sonra bir ara arabasız sokakları nal sesleriyle çınlatan atlı binicileri bile gördüm..
Akşam 7’den sonra ufak ufak arabalar kendini göstermeye başladı ne yazık ki..Benimde aklımda çocuk kahkahaları ve nal sesleri kaldı uzun bir sure. Bir sonraki yeşil Pazar’a kadar mecbur bekleyeceğim o sesleri tekrar duymak için..
Görüş ve önerileriniz için;
havadansudanyazilar@gmail.com