
Bu konuda hiçbir ön yargım olmadı, yokta. Yaptıran kişilere kadın veya erkek her zaman saygı duyarım.. İhtiyaçtır, gereklidir veya psikolojiktir hiç farketmez. Bir birey daha iyi olmak için teknoloji ve gelişen tıptan faydalanıp bıçak altına yatıyorsa bu onun kendi seçimidir ve ben buna saygı duyarım.
Yakın zamanada dek kendim için de olumlu bakıyordum plastik cerrahiye.. İleride yüzüm için olmasa bile vücudum için “toparlama” yani body lift veya “yağ aldırma” olarak bildiğimiz liposuction operasyonlarına sıcak bakıyordum. Yüzüm dışında diyorum çünkü botoksun faydalarının yanında zararlarını çok rahat gözlemleyebildiğim için sıcak bakamadım hiç bir zaman. Pırıl pırıl bir cilt süper ama yüzdeki şaşkın ve aşırı diri ifade ve yok olan mimikler istediğim şeyler değil.
Kendim için bile “ ileride olabilir “ diye düşünürken, hikayesi ve olayları Amerika’da Kaliforniya’da geçen bir plastik cerrahi merkezinin programını izledikten sonra “ asla” demeye başladim.
“Bunu vücuduma yapamam..”
Her hafta yayınlanan programda klasik yüz operasyonlarından benim bile düşündüğüm lifting ve yağ aldırma operasyonlarına kadar her çeşit estetik ameliyatlar yayınlanıyor. Hastanın önceki hali, ilgili doktorlarla yapılan görüşmeler, ameliyat süreci ve sonrası..
Özellikle ameliyat esnasındaki işlemleri gördükten sonra bu konuyu tekrar tekrar düşünmeye başladim. Sonuçta operasyon sırasında hiç bir şey hissetmeyecek bile olsam bunu kendimde yapmamaya karar verdim.
Yada söyle izah edeyim; pişirmek için elime aldığım bir et veya tavuk parçasını nasıl kesip biçiyorsam aynı şekilde kesilip, biçilmeye katlanamayacağımı hissettim..
Yazımın başında belirttiğim gibi, yaptırana saygım her zaman olacak ama ben ne kadar zor olursa olsun her geçen gün ne kadar güçleşirse güçleşsin kilo almamaya özen göstermeye ve spor yapmaya sonuna kadar devam etmeye karar verdim..
Yediğim pastaların, makarnaların, ekmeklerin, patates kızartmalarının “ yağ aldırma” sırasında ne şekilde vücudumu terkedeceğini gördükten sonra..