4 Kasım 2015 Çarşamba

Uğraşmayın, Sosyal Medyada herkesi memnun edemezsiniz..

8 ve ya 9 yıl önceydi sosyal medya ile ilk tanışıklığım.
O zamanlar Amerika'da yaşıyordum ve Türkiye'deki arkadaş çevremle iletişimimi sosyal medya aracılığıyla sağlıyordum.
Hem onların yaptıklarından haberdar oluyordum hem de kendi hayatımdan paylaşımlar yapıyordum.
Kimsenin kimseyle bir derdi yoktu.
Sonraları sosyal medyaya siyaset girmeye başladı.
Görüş, parti ve ya siyasetçi hayran grupları oluşturuldu, sayfalar yapıldı.

Sadece siyaset değildi tabi ki sosyal medyaya giren..
Kitap severler, sinema severler, hayvan severler, doğa severler, özlü mü özlü söz severler, rakı severler, çiçek severler..
İnsanlar kendi ilgi alanlarına göre kimi zaman da 'ötekini' eleştirmek, bir şekilde kendince bozmak için bu sayfalara üye olmaya başladılar.
Ancak bir çok şeyde olduğu gibi bu konuda da amacımızı şaşırdık..
İstiyoruz ki paylaştığımız her özlü söz ilgilisine ulaşsın, o da verilmek istenen mesajı alsın..
İstiyoruz ki birilerine kızdığımız zaman listemizdeki herkes bize destek çıksın..
İstiyoruz ki yaptığımız her 'yer bildirimi' insanlarda hayranlık uyandırsın..
Paylaştığımız her resim beğenilsin..
Her görüş taktir alsın..
Özetle yaptıklarımızı herkes beğensin..

Yok öyle bir şey..
Sosyal medya hesabını bireyin kendi kişisel sayfası bloğu ve ya internet sitesi gibi düşünmek lazım.
Kişi canı istediği zaman ilgili olduğu hoşlandığı, düşündüğü, paylaşmak istediği her ne varsa onu bu kişisel hesabında paylaşabilir.
Bunun için kimsenin onu eleştirmeye ve hakaret etmeye hakkı olmadığı gibi beğenme zorunluluğu da yoktur.
Ancak bu sorun olmamalı çünkü bir elin beş parmağı da birbirinden farklıdır değil mi?
Herkesin sizinle aynı düşüncede ve zevkte olmasını bekleyemezsiniz..