
ABD başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama’nın başarıyla sürdüğü hukuk kariyerine kopmasa bile First Lady olduktan sonra ara verdiğini belki bir şekilde duymuşsunuzdur. Aynı şekilde İngiltere’nin eski First Lady’si Cherie Blair’de dünyanın en iyi 100 avukatı içindeyken eşinden dolayı belki ister istemez görevinden ayrılmak durumunda kalmıştı. Bir benzerini de şuanda ABD Dış İşleri Bakanı olan ama 7 yıl First Lady’lik yapmış olan Hilary Clinton’dan da duymuştuk.
Örneklerim hep yurt dışından ama bizdeki First Lady’lerin çoğunluğu ev hanımı , sadece bir tanesi emekli bir eğitmen olduğu için ülkemizden siyasi bir örnek veremiyorum ama eminim ki siyaset dışında bir çok kadın bir şekilde eşinden dolayı işinden ayrılmak , kariyerine bir süreliğine ara vermek ve belki de tayin istemek durumunda kalıyor.
Özellikle son 50 yılda dünya çapında kadınların kazandığı haklar ve sahip oldukları özgürlükler çok değil bir 100 yıl öncesine göre çok daha farklı , bu inkar edilemez bir gerçek. İş hayatına girmeleri ile beraber üst düzey yönetici hatta CEO olanlarını bile görüyoruz ve mutlu oluyoruz.
Peki ya o kaçınılmaz an geldiğinde ne yapmalı ? Eşinizin görevi veya siyasi kariyeri için bir yol ayırımına düştüğümüzde ne yapabiliriz ?
Peki ya o kaçınılmaz an geldiğinde ne yapmalı ? Eşinizin görevi veya siyasi kariyeri için bir yol ayırımına düştüğümüzde ne yapabiliriz ?
Herşeyden önce , hiçbirşeyi düşünmeden , severek ve gözümüz kapalı herşeyden vazgeçebileceğimiz bir eşimiz olması önemli. Ve tabi en ufak bir tartışmada “ Ben senin için işimden vazgeçtim “ dememe yüceliğine sahip olmak gerekiyor.
Benim eşim siyaset ile uğraşmıyor ama görevi nedeniyle aynı devlet memurları gibi ordan oraya bedevi bir hayatımız var. Bu ister istemez beni de “ Eş mi yoksa iş mi ? “ ayrımına çok getirmiştir.
Benim tercihim eş’ten yana oldu ve bundan hiç pişman olmadım. Çünkü çok şükür sahip olduğum aklımı iyi kullanabildiğime inanıyorum. Aktif iş hayatından ev hanımlığına yaptığım dikey geçişte sahip olduğum boş zamanlarımı hem kendimi geliştirmek hemde dünyanın herhangi bir yerinde yardıma ihtiyacı olan insanlar için adadim. Kaldığımız yer ve yaşadığımız süre her 2 yılda bir değiştiği için zaten çalışma durumum mevcut koşullarda otomatik zorlaşıyordu. Ama eğer bir ülkede kalıcı olsaydık o zaman tercihim “ Hem iş hem eş “ ‘ten yana olurdu kuşkusuz. Eşim ister Genel Müdür olsun ister CEO , mutlaka çalışırdım.
Ama eğer siyaset ile ilgilenseydi ve kariyeri şuankinden bambaşka olsaydı bende Bayan Obama , Bayan Blair veya Bayan Clinton gibi aktif olarak çalışmazdım çünkü kendimi biliyorum onun işinize karışırdım… Kim ne derse desin ben Türk toplumunu kadınların yönettiğine inananlardanım.. Erkeğin üzerindeki yaptırım gücümüzü biz kadınlar bazen iyi yönde olsa bile çoğunlukla kötü yönde kullanabiliyoruz.. Hele ki siyasette.. Düşündüm de eşim Başbakan olsa ve ben özel bir şirkette çalışsam , zannetmiyorum ki eşim ile ilgili bir eleştiriye sessiz kalabileyim ..
Dilerim bayan okuyucularım hayatlarında hiç bir zaman “ İş mi yoksa Eş mi ? “ ikilemine düşmezler ama olurda düşerseler bile , biz kadınların en güçlü silahı sağ duyu ve kalp sesi onları doğru seçimi yapmaya götürecektir zaten..
Görüş ve önerileriniz için ;